Kim Jae-won etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kim Jae-won etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Aralık 2012 Çarşamba

May Queen- FİNAL

Sonunda bu diziyi de bitirdik. Neyse ki finalde daha da saçmalamamışlar. Güzel bitti sonu. Gerçi kızın 3 babası vardı 3.sünü de öldürmeyiverselerdi canım. O da intihar etti. Neyse ki Kang San'ı vardı.

Her zamanki gibi kötüler iyi oldu. Dediğim gibi Il Moon'la Hae Joo'nun kardeşinin arasında bir şeyler olsun çok istemiştim ama çok sönük oldu. Il Moon iyi bir insan olamadı. Chang Hee tekrar normale döndü hatta In-hwa'yla mutlu bile oldular. Chang Hee'nin eski arkadaşı Kang San'la barışması da çok keyifliydi.














İşte tam olarak böyle barıştılar...

Dizinin başlarında Hae Joo'nun Chang Hee'ye sürekli bizim kaderlerimiz ortak diyip durması sinir etmişti beni. Sonra Kang San'a senin annen baban nerede dediğinde daha yeni mi soruyorsun senin gibi onun da annesi babası yok işte asıl onla kaderleriniz ortak diye geçirmiştim içimden. Zaten Kang San da kıza 'Çok erken sordun(!).' diyor kıza.

Kısa kısa diziden notlar geçersek, bazen inanılmaz saçmaladılar. Örneğin, sen git yapılamayan birşeyi azimut pervanesini tasarla sonra onu yatta bırak kilitlemeden etmeden. Sonra neden çalındı vay efendim emeğimiz gitti vs. Allahtan ikincisinde o kadar saflık yapmadılar.

Bir diğer dikkatimi çeken şey ise Kang San'ın montları oldu. Hepsi mi güzel olur arkadaş. Koreli erkekler güzel giyiniyor kabul ediyorum ama giydiği her monta aşık oldum. Özellikle o mavi olana.




Sanırım Kim Jae-won'da alışkanlık yapmış Can You Hear My Heart, karşısındaki konuşurken sürekli dudaklarına bakıyor(Can You Hear My Heart'ta işitme engelli birini oynamıştı). Ve pür dikkat izliyor karşısındakini. Bu yönetmenin dediği bir şey değilse sanırım bir önceki rolünün etkisi sürüyor.

Hae Joo'nun üvey abisi de finalde saçlarına perma yaptırıp Guu Jun Pyo oldu tam oldu.


Dizide sinir eden başka bir unsur da Hae Joo'nun sürekli ağlaması idi. Üzgünken ağladı, sinirliyken ağladı, mutluyken bile ağladı.


Finalde sondaj gemilerine kavuştular sonunda. Geminin adı beklenildiği üzere 'May Queen'. Yani Hae Joo'nun 2 numaralı babasının ona taktığı isim. İşte bir dizi daha böyle sonlandı. Finali beğenmedim dersem ayıp olur. Ama genel olarak dizide sıkıldım. Hatta bayağı bir bölümü de sararak izledim.


Umarım siz severek izlersiniz de utanırım biraz :D Şimdi yine Hyun Bin'in dönmesini bekleme zamanı...

23 Aralık 2012 Pazar

May Queen (Mayıs Kraliçesi)

Başlamadan önce belirteyim bu dizi çok uzun geldi bana ama Kim Jae-won için izledim. Can You Hear My Heart'tan sonra onu izlemek çok istiyorum gelin görün ki bu dizi bana tam bir hayal kırıklığı yaşattı.



Dizi henüz bitmedi daha doğrusu yayınlandı son iki bölümü ama çevirisi gelmediği için 36. bölüme kadar olanlardan bahsedeceğim. Ama dizi konusu o kadar karışık ki bazen kafanız karışıyor hatta çoğunlukla.

İlk 8 ya da 9 bölüm karakterlerinin çocukluklarında geçiyor. Ve biraz uzatmışlar gibime geldi. Bir an önce Kim Jae-won'u görmek istediğimden de olabilir:D Gerçi çocukluğu da çok sevimliydi.


Kang San/Ryan Kang (Kim Jae-won) ve Park Chang-hee (Jae Hee) karakterlerinin çocukluklarını çok iyi bulmuşlar özellikle fotoğrafın sağındakilere bakarsanız Kang San karakteri ve çocukluğu inanılmaz benzemiş. Gülüşü hareketleri ikisinin de çok sevimliydi. Ama kız karekterin yani Chun Hae-joo'nun çocukluğuyla kendisini pek bir alakasız buldum. Küçüklüğü daha sempatikti gülüşü bile içini ısıtıyordu insanın. Sonra büyüdü, tamam kız sempatik ama bazen fazla abarttı sempatik olmayı ve itici geldi. 



Konudan biraz bahsedersek beyninizi tamamen boşaltın zira beyniniz bulanacak. Hae-joo kızımızın babası petrol mühendisi ve ülkedeki petrol rezervinin nerede olduğunu keşfediyor ama bu bilgiyi çalmak için kötü adamımız Do-Hyun kızın babasını öldürüyor. Bu olaya Chang Hee'nin babası tanık oluyor ama oğlunu öldürürüm diye tehdit ettiği için onun altında çalışmaya başlıyor. Do Hyun'un karısı ölünce çocuklarına anne olması için Hae Joo'nun annesini getirmek istiyor bu yüzden Chang Hee'nin babasına kızı öldürme görevi veriyor. Ama öldüremiyor onun yerine fakir bir adama veriyor çocuğu. Adam kendi kızıymış gibi büyütüyor karısına da başka kadından yaptım diyor. Kadın da nefret ediyor Hae Joo'dan. Aradan zaman geçiyor çocuklar tesadüfen karşılaşıyor. Yani Chang Hee, Kang San ve Hae Joo. Kang San'ımız kıza aşık oluyor. Onun dedesinin ise tershanesi var. Bu dizi zaten gemilerle ilgili desek yanlış demiş olmayız. Pervaneden tutun sondaj gemisi matkabına kadar her türlü bilgiyi ediniyorsunuz. Neyse tabi ki kız Kang San'a aşık olmuyor yok ikimizin de annesi yok kaderlerimiz aynı bizim falan filan diyip Chang Hee'ye aşık oluyor. Kang San Amerika'ya okumaya gidiyor çünkü kötü adamımız Do Hyun dedesinin tershanesini batırıyor. İşte ilk 9 bölüm baygınlık geçiriyorsunuz tamam hadi büyüsün çocuklar diye. Hae Joo'nun gerçek annesi de Do Hyun'la evleniyor bu arada. Ama kızının öldüğüne bir türlü inanamıyor o yüzden arayıp duruyor.

Çok şükür 15 yıl geçiyor aradan. Kang San, Ryan Kang olarak Amerika'dan dönüyor. Do Hyun'un gemi inşaat şirketinde küçükken aşık olduğu Hae Joo'yu görüyor. Ama o Chang Hee ile 15 yıldır çıkıyormuş. 300 kere ayrılalım diyip ayrılamıyorlar bir türlü. Fakir Chang Hee olmuş savcı, kız ben yeterli değilim diyip diyip gidiyor. Ama sürekli geri birleşiyorlar. Bir an çok korktum Boys Over Flowers gibi Hae Joo sert, kıl adama aşık olur da Kang San da Ji Hoo gibi ona yardımcı olan iyi biri kalır diye. Neyse ki öyle olmadı. Chang Hee babasının yaptığı pisliklerden ötürü Do Hyun için çalışmaya başladı. Hikayenin devamını anlatırsam sanırım kusarsınız. Çünkü Hae Joo'nun 3 kere babası 2 kere de annesi değişiyor. Diziyi sürekli 'YOK ARTIK' diye izliyorsunuz.




Kız 15 yıllık bir ilişkiden çıktığı için Kang San kızdan bir şey bekleyemiyor o yüzden kızın her sarılmasında her öpüşünde dumur oluyor zavallım.

En sinir eden şey ise sürekli Do Hyun'un kazanması. Ya bırak bir kere de iyiler kazansın. 36. bölümde bu sefer de Do Hyun kazanırsa bilgisayarı kıracağım demiştim neyse ki olmadı. 

Öyle romantik bir dizi beklemeyin. Entrikalarla dolu bir dizi. Kang San'ın sürekli eğlenceli olması sürekli gülümsemesi ise diziyi izlemek için bir neden ama. Kim Jae-won olmasa sanırım bu diziyi kimse izlemezdi. Senaristine sevgilerimi yolluyorum. 



Abartma diyebilirsiniz tabi ama son iki bölümü izlemek için can atmıyorum ilk defa. Bir de amca karakterini çok sevdim. Il Moon karakteri de iyi olsun diye bekliyordum ama ne zaman aha şimdi iyi olacak dediysem daha da kötü oldu. Uzun uzun diyaloglar yerine iyi biri olup Hae Joo'nun kardeşine aşık olabilirdi mesela. Şu karakterleri bana verselerdi kesinlikle daha iyi bir şey çıkarırdım. Neyse daha fazla eleştiri yapmayacağım. Kendimi rahatlatmak için şunlara bakacağım:
















Kim Jae-won'u izlemek istiyorsanız açın izleyin derim onun için katlanılır diziye. Onun dışında dizi izlediğim kötü Kore dizilerinde 1.liği aldı.



Şimdi oturup son iki bölümün çevirilerini bekleyelim bakalım...