City Hunter mangadan uyarlanmış 20 bölümlük bir dizi. Diziyi güzel yapan etkenlerden biri de Lee Min Ho:) Aslında bir intikam dizisi diyebiliriz ama eğlencesi de dramı da bol her zamanki gibi.
Dizi geçmişten başlıyor. Güney Kore askerleri Kuzey Kore'ye gönderiliyor ama bu herkesten gizli tutuluyor. Bu askerler o zaman devletin başında olan adamlar tarafından tuzağa düşürülüyorlar ve gizli kapaklı öldürülüyorlar. Sadece bir tanesi sağ kurtuluyor. O kişi de Lee Jin-pyo(Kim Sang-joong). Arkadaşı gözünün önünde öldürülünce bir intikam sözü veriyor ve ölen arkadaşının oğlunu annesinin yanından kaçırıp onu intikam için büyütüyor. İşte dizinin kabataslak konusu bu. Herhalde City Hunter kim olacak anladık.
Aradan yıllar geçiyor Puchai'yi görüyoruz yani Lee Min Ho'yu. İntikam almak gibi bir sıkıntısı yok tabi gayet mutlu sevgi dolu bir çocuk.
Lee Jin-pyo'yu kendi babası sanıyor ama gün geliyor gerçeği öğreniyor. Babasının intikamını 5 Güney Koreli adamdan alması gerekiyor yani. Çocuk hırslanıyor her türlü eğitim veriliyor dövüşten tutun bilgisayara kadar her konuda uzmanlaşıyor. Zamanı gelince de Güney Kore'ye gidiyor tabi Lee Yoon-sung adıyla. Bu arada Puchai'nin ajusshi'si var. Onun elinde gördüğü bir kızın fotoğrafına aşık oluyor Puchai. Ajusshi de bu kızı korumasını söylüyor Kore'ye dönünce. Babası yani onu yetiştiren babası ona tek bir şey söylüyor:
Ve esas dizi Lee Yoon-sung'ın Güney Kore'ye dönmesiyle başlıyor. Bu 5 adamı araştırırken şoföre ihtiyacı oluyor ve Kim Na Na'yla yani o fotoğrafta aşık olduğu kızla böyle tanışıyor. Her zamanki gibi kavga ediyorlar. Kim Na Na devletin özel koruma birimine girmeyi başarıyor orada da karşısına Lee Yoon-sung çıkıyor. Çünkü o da intikamın ilk aşaması olarak devletin istihbarat birimine giriyor. Kim Na Na'dan dövüş dersleri alıyor her seferinde de yenilmek zorunda kalıyor. Kimliğini gizlemek için sürekli dövülüyor maalesef Yoon-sung. Ama aslında bir bilse Yoon-sung nasıl uçan tekmeler savuruyor...
E zaman geçer de bunlar aşık olmaz mı? Olur. Tabi Yoon-sung sürekli kendini uzaklaştırıyor ne zaman yaklaşsa. Kız da inkar etse de sevmeye başlıyor Yoon-sung'ı.
İnsanın sevdiğinin gülüşü güzel gelirmiş ya zaten :)
O 5 adamın suçlarını açığa çıkarıp hapse attırıyor tek tek yani öldürüp intikam almıyor ama yine de kendini tehlikeli biri olarak gördüğünden Kim Na Na'dan kaçmaya çalışıyor. (Kim Na Na ne güzel bir isimdir yahu). Kim Na Na yine bir şekilde Yoon-sung'la aynı evde kalmak zorunda kalıyor ama aynı zamanda City Hunter'ı yakalamaya çalışan bir koruma kendisi.
Tabi bilmiyor City Hunter kimdir nedir çünkü o işleri yaparken bir maske takıyor Yoon-sung.
Kim Na Na da içten içe City Hunter'dan hoşlanıyor hatta. Çünkü 2 kere hayatını kurtarıyor. Bir de pişkin pişkin bak City Hunter benim hayatımı kurtarıyor sen daha yumruk atamıyorsun triplerine giriyor. Ah bir bilseydin...
İşte aşk bazen böyle kendi kendi konuşup gülmektir sonra sevdiğiniz belirir bir anda karşınızda:)
Tabi kız devlet büyüklerini koruduğu için mecburen City Hunter'ı vurmak zorunda kalıyor. Bu sahne çok dramatikti gerçekten şok olmuştum Yoon-sung daha çok şok olmuştu ama. Kim Na Na her şeyden habersiz tabi... Bu olaydan sonra City Hunter daha iyileşemeden yine başka bir iş üstüne düşüyor. Ama o 5 adamdan biri yakalanacağını anlayınca kendi koruması olan Kim Na Na'yı rehin alıyor. Kim Na Na savrulurken balkon gibi bir yerde asılı kalıyor ve adam kaçıyor. Tabi ki City Hunter yani Yoon-sung kızı yukarı çekmeye çalışıyor. Tabi daha önceden vurulduğu koluyla... Yazık çocuğun kolundan kanlar aktı süzüldü. Ve Kim Na Na çok şükür şüphe etmeye başladı gözlerini görünce. Hala tereddütlü tabi ama sonunda anlıyor. Kız tabi endişeleniyor nerede bu adam acaba vurduğum gerçekten o muydu diye. Yoon-sung da bunu hissetmiş olacak ki kolu o kadar kötü halde olmasına rağmen gidip kızı görüyor:
Sanıyoruz ki ooh tamam artık ama kız arkasını dönmesiyle çocuk yok oluyor gidiyor. Ama çok şükür ki Kim Na Na olayı çözüyor yani nihayet City Hunter'ın kim olduğunu anlıyor.
Bundan sonrası daha keyifliydi sanırım. Birlikte ekip gibi çalışmaları vs. Hatta anladığında bu sefer o City Hunter'ı kurtarmaya gidiyor. Tam yakalanacakken City Hunter, Kim Na Na onu kolundan tuttuğu gibi başka odaya çekiyor:
Bir bakıyor Kim Na Na karşısındaki :) Ne zamandır biliyorsun biliyorsun da neden hala söylemedin kimseye konuşmaları oluyor tabi.
'Bütün her şey bittiğinde bana geri döneceğini söyleyemez misin?' -NaNa
Yoon-sung sürekli kızdan ayrılmaya çalışıyor ama kendisi bile beceremiyor bunu.
'Beni dinle. Sana yalvarıyorum. Eğer seni bulmaya gelirsem beni kabul etme. Birbirimize doğru çekilsek de sen görmezden gel. Beni tanıdığın için üzgünüm seni tereddütte bıraktığım için üzgünüm. Babamın bana neden aşık olma dediğini, şimdi tamamen anlıyorum.' -Yoon-sung
Kim Na Na'nın vurulma sahnesi var ki o da çok üzücü bir sahneydi. Jan Di'nin Jun Pyo'nun önüne atlayıp sandalyeyi omzuna yemesi gibi Kim Na Na da Yoon-sung için kurşunun önüne atlıyor ve onu vurduğu yerden yani omzundan kurşunu yiyor.
Ama sonrasında da kız yaralı omzuyla banyo yapamıyor diye bakın ne yapıyor:
Dizi kabataslak bu şekilde ilerliyor savcı hatta veteriner ablamız da var ama onları da anlatmaya başlarsam vallahi sabaha kadar sürer. Öncelikle aksiyon sevdiğim için mi Lee Min Ho'yu sevdiğim için mi bilinmez çok sevdim ben bu diziyi. Hatta şimdiye kadar 2 kere baştan sona izledim. Tabi bana City Hunter'ın taktığı maske de saçma geldi. Yahu nasıl anlamıyorsunuz Yoon-sung olduğunu? Gözlerden anlamadınız saçları da mı tanımıyorsunuz? Dedim dedim durdum dizi boyunca.
#Finale gelirsek yine soru işaretleriyle bitiyor dizi. Ee alıştık tabi Kore dizisi finallerine. Adamlar güzel güzel çekiyor sonra finali bizim hayal gücümüze bırakıyorlar. Öncelikle Yoon-sung'ın gerçek babası o ölen asker de değilmiş Güney Kore'nin başkanıymış şimdiki. Yani Yoon-sung'ın intikam alması gereken 5 kişiden biri. 4 kişiden intikamını bitiriyor ve sıra sonuncusuna yani gerçek babasına geliyor. Tabi onu öldürmeyecek biliyoruz ama yine de hapse attıracak mı diye beklerken onu yetiştiren intikam almasını isteyen öbür babası çekiyor silahını Yoon-sung'ın babasına doğru. Ama Yoon-sung önüne atlıyor öz babasını kurtarıyor. Adam tabi pişman oluyor ne kadar intikam için yetiştirse de oğlu gibi seviyor Yoon-sung'ı ve ölmeden önce ben City Hunter'ım her şeyi ben yaptım beni yakalayın diyor ve çevredeki ajanlar delik deşik ediyor adamı. Gider ayak oğlunu da temize çıkarıyor yani. O sahnede Yoon-sung da yere yatıyor vurulduğu için aha bitti mi öldü mü yok artık diyorsunuz.
Zamanda atlama oluyor Yoon-sung yok.Yoon-sung'ın annesi ajusshisi hazırlanıyorlar toplanmışlar bir yere gidiyorlar. Kim Na Na da valizini toplamış bir yere gidiyor derken bir bakıyoruz Yoon-sung. Kızla karşılıklı birbirlerine bakıyorlar gülümsüyorlar. E hadi sarılın bari diyoruz ama yok olur mu? Olmaz. Neyse gülümsediler herhalde beraber gidiyorlar diyoruz ama dizinin son sahnesinde Yoon-sung arabada tek başına gidiyor ve BOM bitiyor. Yahu kız nerede? Kız yok sen nereye gidiyorsun? Oluyoruz.
Final böyle tuhaf olunca insanlar yapımcıları falan sıkıştırmışlar ve senaristler de sonunda birlikte oluyorlar merak etmeyin gibi bir açıklama yapmışlar. Hani 'He he birlikte oluyorlar tamam yeter ki susun' der gibi. İşte hayal gücünüzü kullanıp finali kafanızda öyle yorumlamamız gerekiyormuş yani. #
Kim Na Na'yı oynayan kız Park Min ile Lee Min Ho yakın bir zamana kadar birliktelerdi ama sanırım ayrılmışlar. Yine de dedikodular hayran kaybetmemek için yalan söyledikler yönünde... Lee Min Ho biriyle çıkacaksa bu kızla çıkabilir ben sevdim kızı :)
Dizide en hoşuma giden şey de Yoon-sung'ın Kim Na Na'ya Kom Na Na (Ayı Na Na) demesiydi. Hem seviyor hem ayı diyor...
Sanırım oturup bunun animesini de izlemek lazım. Herkes animesinin diziden daha güzel olduğunu söylüyor. Diziyi de çok beğendim animeyi daha çok beğeneceğim sanırım:)
Belirtmeden de geçmeyeyim Lee Min Ho'ya şu klasik Kore saçı yakışmıyor e tabi bu hali de iyi ama Boys Over Flowers'daki kıvır kıvır saçlarını bile daha çok seviyordum. Mümkünse kapamasın yüzünü.
Bu dizi de benim izlediğim 3. dizidir. İlk izlediğim Boys Over Flowers 2.si ise Personal Taste'tir. yani Lee Min Ho ile başladım yolculuğa onu sevmemem de mümkün değil bu yüzden :) City Hunter da favori dizilerim arasındadır izlemediyseniz koşun izleyin derim.
diziyi çok güzel anlatmışsın ama bi şey sormam lazım sevgili olduklarında sonra ayrılıp yeniden birleşme olayları falan var mı
YanıtlaSilÖncelikle teşekkür ederim.
SilSoruyu dizi için mi gerçek hayat için mi sordunuz tam olarak anlayamadığım içim ikisi için de cevap vereceğim.
Dizi içinde aslında tam olarak sevgili kavramı olmuyor yani ayrıldık ayrılmadık gibi şeyler olmuyor. Kendini uzak tutma durumları her Kore dizisinde olduğu gibi bunda da var. Yani 'hah artık sevgili oldular' diyemiyorsunuz dizi boyunca.
Gerçek hayat içinse benim bildiğim kadarıyla tamamen ayrılmışlar. Çalıştıkları şirketler de bunu doğrulamışlar.
Umarım cevabım yardımcı olur :))
hani şu kim nana ya ilk aynı evde kalma teklifi ettiği bölüm varya o kaçıncıydı ?
YanıtlaSil